- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
Selam! Yine Ben! (bu o yazı değildi :D) Üst üste blog yazınca ilk blog yazımın heyecanını yaşadım bir an. Uzun zamandır üst üste bir hafta içinde yazı yazmamıştım. Hatta dün kız arkadaşımla noel yazısına göz atınca 100 blog yazısı yazmak istediğimi gördük. “Tabi efendim” dedik aynı anda. Çünkü aslında o yazıyı da sayarsak 14 yazı yazdım aha bu da 15 😀 Hadi 2 yazı da yılbaşına kadar yazsam yine 17… Neyse kıl payı diyelim 😉
Bugün aslında yazmam gereken yazı Barış Akarsu “Merhaba” olacaktı fakat bu filme gitmeme kararı aldığım için Barış Akarsu’yu direkt konu edinmek istedim. Aslında en sevdiğim sanatçıya 16 aydır neden blogda bir yer vermemişim bu da şaşırtıcı bir durum. Ama yazı içlerinde kendisine yer vermişliğim var 🙂 Teselli olsun bu da bana.
Filme Neden Gitmiyorum?
Çünkü bu film bir anma projesi olmaktan çıkmış. Yapımı izlemedim fakat hem izleyici yorumlarından hem de Instagram üzerinden @barisakarsu74 hesabını yöneten Serkan Kökdemir’in yorumundan çıkarttığım bu. Zaten birazdan size yapılan yorumun özetini kısaca vereceğim fakat film şuan antipatik geliyor bana. Ayrıca belirtmek isterim ki bu filme “ben gitmiyorum.” yani filme gidilmez, gidilmemeli gibi bir şey söylemiyorum. Şahsi kararım gitmemek yönünde.
Çünkü bir “Barış sever” olarak bunun bir anma, tebessüm yaratma odaklı bir proje olacağını düşünmüştüm. Bir PR çalışması olmasını beklemiyordum. Barış’ın muhabirle yaşadığı gözlük sahnesi, mezarında bile yazan o sevgi sözü, aile ilişkileri, kariyer adımları gibi şeyler bekliyordum fakat aşk temalı bir yapım olduğu aşikar. Hadi aşkı konu aldın, neden kurguya kaçtın?
Kalbinizden sevgiyi hiç eksik etmeyin çünkü sevgi her şeyin anahtarıdır ve paylaştıkça çoğalır.
Serkan Kökdemir’in Konu Hakkında Düşünceleri
Ne düşündüğüne geçmeden önce ne sıfatla düşündüğünü belirtmek isterim. Barış Akarsu’nun öz kuzeni olmasının yanısıra Barış Akarsu Kültür ve Yardımlaşma Derneği’nin başkanı.
Bazı yerlerden kesip diğer ucuyla bağladım bazı yerleri kendimce düzelttim fakat üç aşağı beş yukarı demeden dümdüz aktarmaya çalıştım Serkan’ın düşüncelerini. Hatta orijinal gönderiye de “BURAYA” tıklayarak ulaşabilir ve tam halini görüntüleyebilirsiniz. Bu daha iyi olur 🙂
Barış Akarsu, 29 Haziran 1979 tarihinde Hatice ve Selahattin Akarsu’nun oğulları olarak Zonguldak Atatürk Devlet Hastanesi’nde dünyaya geldi. Okul hayatına Fatih Sultan Mehmet İlkokulu’nda başladı ve ardından ortaokul öğrenimini bitirdi. Ortaokuldan sonra Amasra Lisesi’ne gitti ve burada lise öğrenimini de tamamladı. Küçük yaşlarda iken şehre gelen müzisyenleri seyrederek onlardan ilham aldı ve daha sonrasında mızıka, flüt, klavye ve gitar gibi enstrümanlar çalmaya başladı.
Çocukluk yıllarında müziğin yanı sıra spora da ilgi duymaktaydı. Dört yıl boyunca basketbol oynadı ve ardından karate ile ilgilendi. Bir süre bu sporlara devam ettikten sonra lise yıllarında Amasra Yelken Kulübü’nde profesyonel olarak yelkencilik yaptı. Liseyi bitirmesinin ardından müzisyenliğin yanında animatörlük de yaparak Antalya’da yaşamaya başladı. Sonrasında Karadeniz Ereğli’ye yerleşti ve buradaki barlarda müzisyen olarak çaldı.
Diğer yandan yerel radyo ve televizyon kanalları için programlar hazırlamaya başladı. Bir süre de Ankara’da barmenlik ve garsonluk gibi bazı işler yaptı. Arkadaşlarının ısrarı üzerine 2004 yılında atv’de yayımlanan Akademi Türkiye adlı yarışmaya katıldı. Yarışmada seyirciler tarafından yoğun ilgi ve sevgiyle karşılandı. Rock ve Anadolu rock tarzında şarkılar seslendirdi. Seslendirdiği şarkılar oldukça beğenildi. Yarışmada gördüğü ilgiyle finale kadar gelerek birinci oldu.
Barış Akarsu, 28. yaş günü olan 29 Haziran 2007 Cuma akşamı, saat 22:30 civarında, Muğla’nın Bodrum ilçesine 5 km mesafedeki Torba Kavşağı’nda bir trafik kazası geçirdi. Otomobilde bulunan Zeynep Koçak (24) ve Nalan Kahraman (37) olay yerinde hayatını kaybetti. Barış Akarsu ise hastaneye kalbi durmuş olarak getirildi ve acil serviste kalbi yeniden çalıştırıldı. Özel Bodrum Hastanesi’ne kaldırılan Barış Akarsu, beş günlük yoğun bakımın ardından 4 Temmuz 2007 Çarşamba günü, saat 20:10 sularında hayata gözlerini kapadı.
Ancak ölümü 23:10’da açıklandı. Özel Bodrum Hastanesi önünde yoğun bakımda kaldığı sürece sevenleri nöbet tuttu ve iyileşeceğini umut etti. 20:10 sularında kalbi durduktan sonra tekrar çalıştırılmaya çalışıldığı söylendi. Vefatının ardından Yalancı Yarim dizisi ve yeni hazırladığı albüm yarım kaldı. 2008 yılının Ocak ayında dizide söylediği şarkılardan oluşan bir derlemenin içinde olduğu ve 28 yıllık hayatından kesitlerin paylaşıldığı bir belgesel DVD çıkarıldı. Genç yaşta hayata veda eden Akarsu, Amasra’da toprağa verildi
2004-2005
Akademi Türkiye ve Islak Islak
Barış Akarsu, lise yıllarında 1970’ler ve 1980’li yılların rock, hard rock ve heavy metal grupları ve sanatçılarından etkilendi. 2000’li yılların başında çeşitli barlarda ve mekanlarda müzisyen olarak çalmaya başladı. Arkadaşlarının ısrarı üzerine atv’deki Akademi Türkiye adlı müzik yarışmasına katıldı. 1 Mart 2004 tarihinde yayımlanmaya başlayan yarışmanın sunuculuğunu Öykü Serter üstlenmişti. Meral Okay, Pelin Akat, Pieter Snapper, Yüksel Aytuğ, Reha Muhtar ve Cem Ceminay gibi isimler de bu yarışmanın jüri üyeliğini yapmaktaydı.
Yarışmanın büyük ödülü bir albüm ve uluslararası başka bir yarışmaya katılmaktı. Yarışmada yarışmacılar, üç ay boyunca kaldıkları odalarda canlı performanslar sergileyerek haftanın sahnesine hazırlanırlar ve sahne performanslarına göre elemeye girerlerdi. Barış Akarsu bu yarışmada, Haluk Levent ve Deniz Arcak gibi birçok isimle düet yaptı. İzleyici tarafından oldukça sevildi ve büyük bir ilgiyle karşılandı. Haftalarca kaldığı yarışmada birinci oldu ancak yarışma finalinin iptalinden dolayı büyük ödülden yararlanamadı. Yine de bir şekilde işler istediği gibi gitti ve hep hayalini kurduğu albümü için çalışmalara başladı.
Dört buçuk ay kadar süren çalışmalarının ardından, Islak Islak adını verdiği ilk albümünü 30 Aralık 2004 tarihinde Seyhan Müzik etiketiyle piyasaya sundu. Albümün adını taşıyan ve bir Cem Karaca şarkısı olan “Islak Islak” adlı şarkıya klip çekti ve albüm yayımlandığı gün bu video klip de yayımlandı. Albümde toplam on şarkı bulunuyordu ve albümün yapımcılığı Serdar Öztop tarafından üstlenilmişti.
Albüm yayımlandıktan bir hafta sonra Barış Akarsu, Beyoğlu’nda yer alan Yeni Melek Gösteri Merkezi’nde bir tanıtım konseri gerçekleştirdi. Bu konsere yoğun bir ilgi vardı. 2005 yılında konser görüntülerinden oluşan bir video ile “Mavi” adlı şarkısının klibini yayımladı. 2005 yılında 27-28 Ağustos tarihleri arasında düzenlenen Barışarock adlı iki günlük bir festivalin 28 Ağustos‘taki bölümünde sahne aldı.
Sahnede albümünde bulunan şarkıları seslendirdi. Albümde üçüncü klibini “Kimdir O” adlı şarkısına çekti. Şarkının sözleri ve video klibi o dönemde büyük yankı uyandırdı. Albümde yer alan “Gel Gör Beni Aşk Neyledi” adını taşıyan ve bir ilahi olan esere, konser görüntülerinden oluşan bir video klip hazırladı. Ardından “Amasra” adındaki slow şarkısına yine konser görüntülerinden oluşan bir video klip yayımladı. Bu arada birçok televizyon ve radyo programına katılan Barış Akarsu, yoğun olarak konser vermeye devam etti.
İlk albümünde bulunan altıncı ve son klibini “Bir Kasaba Akşamı” adlı şarkısına çekti. Rock ve Anadolu rock tarzında olan bu albüm oldukça beğenildi ve bu albümü sayesinde Türkiye çapında daha çok tanınmaya başladı. 8 Nisan 2006 tarihinde İstanbul Üniversitesi öğrencileri tarafından 2005 yılının en iyilerinin seçildiği ödül töreninde Cem Karaca Özel Ödülünü kazandı. Albümünün başarısının ardından ikinci albümü için çalışmalara başladı.
2006-2008
Düşmeden Bulutlarda Koşmam Gerek, Yalancı Yarim ve Ayrılık Zamansız Gelir
Barış Akarsu, ilk albümünün yarattığı etkiden sonra büyük bir hayran kitlesi elde etti. 2006 yılının şubat ayında başladığı ikinci albümünün kayıtları yaklaşık dört ay kadar sürdü ve haziran ayında albüm tamamlandı. 3 Temmuz 2006 tarihinde çıkardığı ikinci albümüne Düşmeden Bulutlarda Koşmam Gerek adını verdi. Albümden ilk olarak “Vurdum En Dibe Kadar” adlı şarkısını video klip olarak yayımladı ve şarkı çok beğenildi. Bu albümde toplam on iki şarkı bulunuyordu. “Ben” ve “Yeter Be” adlı şarkıların söz ve müziği ise Barış Akarsu’ya aitti.
Fuat Saka’nın 1997 yılında yayımladığı Lazutlar adlı albümde yer alan “Rapatma (Vira Vira)” adlı şarkıyı albümünde seslendirdi. Albüm çıktıktan kısa bir süre sonra 2006-2007 yılları arasında Star TV’de yayımlanan ve Şengül Halat Atak’ın yönettiği Yalancı Yarim adlı dizide, Merve Sevi ile birlikte başrolde oynamaya başladı. Tarık Tekelioğlu adlı bir karakteri canlandırdığı dizide Barış Akarsu, seslendirme sanatçısı Umut Tabak tarafından seslendirildi. Albümün en çok ses getiren parçalarından biri de “Yalancı Yarim (Gözlerin)” adlı slow parça oldu. Albümünde yer alan şarkıları oynadığı dizide de seslendirdi.
Albümden sonra Ceyhun Yılmaz Show, Televizyon Makinesi ve Gençlik Her Zaman gibi birçok televizyon programına katıldı. Aynı dönemde oynadığı dizinin reytingleri oldukça iyi gitmekteydi, konserleri de son derece yoğundu. 9 Mayıs 2007 Çarşamba günü, İstanbul Gösteri Merkezi‘nde, Kral TV tarafından düzenlenen 13. Kral TV Video Müzik Ödülleri Töreni’nde En İyi Rock Sanatçısı Ödülü’nün sahibi oldu. Ödülünü yine bir rock sanatçısı olan Murat Göğebakan’ın elinden aldı ve Murat Göğebakan, ödülü kimin aldığını söylemeden önce yaptığı konuşmada, ”Savaşsız bir dünyada tertemiz akan bir su gibi Barış Akarsu” diyerek ona ödülünü taktim etti.
Barış Akarsu’nun Aldığı Ödüller
Barış Akarsu ile ilgili temelde internette bulabileceğiniz bilgiler bunlar. Tanımak için yeter mi? Tabii ki hayır. Röportajlarına, dizisine, dizisinin kamera arkası görüntülerine, yarışma sürecine, konserlerine göz atmalısınız derim. Tabii bu sefer de bir ömür boyu Barış Akarsu konseri göremeyecek olmanın üzüntüsüyle karşılaşacaksınız uyarmadı demeyin 🙂
Gerçekten Barış Akarsu’yu sevenler, bizlerin deyimiyle “Barış Severler” en çok bunun hüznünü duyar zaman zaman. Bir yerde yeni yetme bir şarkıcı konser verecekken düşer aklımıza. Bir yerde sevgiyle ilgili bir şeyle karşılaşınca hatırlarız sözlerini. Sevginin her şeyin anahtarı olduğunu hatırlatır bize. Barış Sever olmak fan olmak hayran olmak değil. Onun gibi masum, temiz bakabilmek bazı şeylere. Onun sesindeki tınıyı, gözündeki ışıltıyı yorumlamak. O ışıltı yaşasaydı neler yapardı diye düşünmek.
Onu bir filmden veya tek bir şarkısından tanıyabileceğinizi düşünmeyin. Onu tanımak için onun kadar iyi kalpli olmak gerekir ve ben onu gerçekten tanıyan birinin olabileceğini düşünmüyorum bu yüzden. Ama en azından hakkında doğru fikir sahibi olabilirsiniz doğru kaynaklarla 🙂
Bir yazının daha sonuna geldik 🙂 Bir kısmı öfkeli bir kısmı şaşkın bir kısmı ise duygulu geçen bir yazıydı benim için. Keşke filmden çok önce yalın bir halde yazmış olsaydım diyorum şuan. Ama böyle olması gerekiyormuş diyip geçelim 🙂 Huzur içinde uyu Barış Akarsu, yüreğimizden sevgiyi; özellikle Barış sevgisini eksik etmiyoruz. Sevgiyle anılıyorsun buralarda ♥